ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cemaat sızmadı bunlar devleti teslim ettiler
-
kılıçdaroğlu'nun gün itibariyle çıkarıp masaya vurduğu realite.
"devleti bir tarikata, cemaate teslim ederseniz sonu böyle olur. devlete sızma falan yok. bunlar devlete bilerek ve isteyerek yerleştirildi."
http://www.cumhuriyet.com.tr/…seniz_boyle_olur.html
edit: 3 agustos 2016, recep tayyip erdogan: ben de maalesef bu örgüte yardımcı oldum.
her eve buzdolabı giriyorsa demek ki refah var
-
reisten önce yiyeceklerimizi ağaç kovuğunda muhafaza ettiğimiz için beni ikna etmiş açıklamadır, oyum reise
ışid'ın tıp fakültesi açması
-
kadavra sıkıntısı çekmeyecek bölüm/okul.
endüstri mühendisliği
-
birçok farklı alana yönelebilme esnekliği ve çok iyi iş imkanları sağlayan bir bölümdür. ama tarihteki en eski mühendislik falan degildir.
(bkz: piramit)
(bkz: mö2500)
(bkz: inşaat mühendisliği)
gelen mesajlar uzerine duzeltme: en eski muhendislik budur sudur tartismasi zaten cok anlamli degil; insaat muhendisligini sadece endustri muhendisliginden daha eski disiplinlere net bir ornek olarak verdim.
yaş ilerledikçe dekoltenin dozunun artması
2 şubat 2024 palalı sabri'nin ölümü
-
su testisi nedir nerede kırılır?
a haber'deki gazetecilerin koltuğa yaslanmaması
-
gazeteci olsalar yaslanırlardı.
onlar gazeteci değil yalamacı.
otobüste yaşanan dumur olaylar
-
dershaneye yeni başladığım dönem, her gün aynı saatte 8:10 geçe otobüse biniyorum. bir gün sabah otobüs duraktan hareket etmiş gidiyor, ıslıkla durdurabildim, sonra da bindim.
ertesi gün 2. kez gene bizim sokağın başında ıslıkla durdurdum. 3, 4, 5, derken, şoför alıştı. artık otobüse binmek için, durağa kadar yürümüyorum, otobüs geliyor, sokağın başından alıyor.
bir gün gene sokağın başındayım ve artık otobüse yalnız da binmiyorum, yanımda aynı otobüsü bekleyen insanlar var. tam otobüs karşıdan geliyorken, bir kitabımı evde unuttuğumu fark ettim ve eve döndüm. evden döndüğümde otobüsün hala beni beklediğini gördüm. şaşkınlıkla otobüse bindim.
şoför : bak, burada bu kadar insan sen okula geç kalma diye bekliyor. bir özür dile herkesten.
ben : özür dilerim, kitabımı almayı unutmuşum. otobüsün bekleyeceğini sanmıyordum.
teyze : olsun evladım, sen ders çalışmana bak!
şoför : ama bak bir daha olmasın, tamam mı?
ben : tamam, abi.
sonrasında geçen zamanda şoförle sohbeti koyulaştırdık. karışık kaset hazırladım ona, bir sene boyunca otobüste dinledik. en dumur edici olan da, benim dershane bittikten sonra, benim otobüse bindiğim yer otobüs durağı oldu.
şoför de benim dershane bittikten sonra, efsanevi bir şekilde kayboldu. şimdi kimbilir nerede, ne yapıyordur?
öğretmen öğrenci diyalogları
-
zil çalmış, hoca sınıfa girmiştir, arkadaş geç de olsa sınıfa dalar...
-nerdesin olm sen?
-şeyy hocam tuvaletteydim
-zili duymadın mı be!
-duydum hocam
-eee nie gelmiyosun kaç saat oldu bıdıbıdı
-e hocam yarım mı bıraksaydım!
-!?**?!*
vodafone park
-
kendisine ait olmayan, kirasını ödemediği için üst kullanım hakkını bile kaybetmiş olması gereken araziyi devlete hibe ettiğini zanneden galatasaraylı arkadaşım, gel sana bir çift sözüm var;
"biliyorum ki senin sıkıntın aslında stadı kimin yaptığı falan değil. sen basiretsiz yönetimler yüzünden stadının mecidiyeköy'den allahın dağına gitmesine çok üzülüyorsun. türkiye'de 2 takım kendi stadını kendi gücüyle, kendi yerinde yenileyebildi; beşiktaş ve fenerbahçe. diğer bütün takımlar yerinden yurdundan olup stat sahibi oldu. sen beşiktaş ve fenerbahçe ile aynı kefeye giremedin. eskişehirspor, antalyaspor, bursaspor, konyaspor vs.. ile aynı kefedesin. senin gücün, stadını mecidiyeköy'de yapmaya yetmedi.
yıllar geçecek, beşiktaş boğaz kenarında, fenerbahçe bağdat caddesinde, kendi semtlerinde maça çıkarken, sen seyrantepe'ye gideceksin. beşiktaş ve fenerbahçe köklerinin olduğu yerde, kendi semtinde kendi taraftarı ile büyürken, sen otoban kenarında ruhsuz beton yığını stadında olacaksın. 50 sene sonra bile bu gerçekle yaşıyor olacaksın.
seni anlıyor ve sana hak veriyorum. ben de olsam çok üzülürdüm."