Enderuna nasıl gelindi?

Enderun mekteplerinde yetişip devlet kadrolarına yerleşenler bürokrasi, ticaret, zanaat alanında gayri Müslimlere geniş alanlar açmışlardır.

Türkler köylere tarlalarına hapsedilmiş gayri müslimler ise şehirlerde zenginlik elde edebilecekleri ortamlarda yaşamışlardır.

Devletin asıl unsuru olan – olması gereken Türkler ikinci hatta üçüncü sınıf bir vatandaş olarak görülmüştür.

Padişahlar buna neden ses çıkarmamıştır sorusu aklınıza geliyor değil mi?

Cevap verelim: Hangi padişahın annesi Türk diye sorarsak bir bakıma cevap vermiş oluruz.

İşte Osmanlı Padişahları ve anneleri: Osman –Halime Hatun, Orhan Gazi - Malhun Hatun (Şeyh Edebali ‘nin kızı) , 1. Murat - Rum Horofira, Yıldırım Bayezid - Bulgar Maria, Mehmet Çelebi - Bulgar Prensesi Olga , 2. Murat - Veronika , Fatih Sultan Mehmet - Sırp Kralı Brankoviç’in kızı Prenses Despina (Mara Hatun), 2. Bayezid - Rum Kornelya (Zağanos Paşa’nın kızı), Yavuz Sultan Selim - Beti adlı cariye (Bülbül Hatun), Kanuni Sultan Süleyman - Polonya Yahudisi Helga (Hafsa Sultan), İkinci Selim - Rus kızı Roksalan (Hürrem Sultan), Üçüncü Murat - Yahudi Raşel (Nurbanu Sultan), 3. Mehmet -  Venedikli Bafo (Safiye Sultan), 1. Ahmet - Yunanlı Helen (Handan Sultan), 1. Mustafa - İspanyol Violetta (Mahpeyker Sultan) , Genç Osman - Rum kızı Evdoksiya (Mahfiruz Sultan),4. Murat - Rum Anastasya (Kösem Sultan) , Deli İbrahim - Rum Anastasya (Kösem Sultan) , Avcı Mehmet - Rus kızı Nadya (Turhan Sultan), 2. Süleyman - Sırp kızı Katrin (Dilaşup Sultan), 2. Ahmet - Yahudi kızı Eva (Hatice Muazzez Sultan), 2.Mustafa - Rum kızı Evemia (Emetullah Gülnuş Sultan) , 3. Ahmet - Rum Evemia (Gülnuş Sultan), 1. Mahmut - Rum kızı Aleksandra (Saliha Sultan) ,3. Osman - Sırp kızı Mari (Şehsuvar Sultan), 3.  Mustafa - Fransız kızı Janet (Mihrişah Sultan), 1.Abdülhamid - Fransız cariye İda (Rabia Sultan), 3. Selim - Cenevizli Agnes (II. Mihrişah Sultan) , 4. Mustafa - Bulgar Sonya (Ayşe Sultan), 2.Mahmud- Fransız Nache de la Bazari (Nakşidil Sultan), Abdülmecid - Rus Yahudisi Suzi (Bezmialem Sultan), Abdülaziz - Megrelli Gürcü Besime (Pertevniyal Sultan), 5. Murad’ın annesi Fransız Vilma (Sevkefza Sultan), 2. Abdülhamid - Rusyalı Ermeni Virjin (Trimüjgan Sultan), Mehmet Reşat - Rum kızı Karolin (Gülcemal Hatun), son Padişah Vahdettin - İngiliz Henriet (Gülûstu Hatun).

Bazılarını annelerinde farklı bilgiler bulunsada benim ulaştığım bilgiler bu. Önemli olan olayın geneline bakmak gerekir. İşte Osmanlı sultanlarının annelerinin durumu bu.

Çocuk doğduktan itibaren ergenliğe gelene kadar annesinin dizi dibinde vaktini geçirir. Annesinin ninnisi ile susar, onun hayata bakışı ile donanır.

Ve tahta oturur, her ne yaparsa devletin âlî menfaati içindir.

Başka annelerden doğma kardeşler iktidar yolunda engeldir. Devletin âlî menfaati için katledilmeleri gerekir. Bu fetva eşliğinde ve desteğinde gerçekleşir. Kundaktaki bebek dahi ileride tehlike olabilir diye katledilir.

Benim asıl anlatmak istediğim onlarca devlet kuran bir milletin başına gelen talihsizliklerdir. Devletin asıl unsuru olacaksınız ama devletin yönetim kadrolarında yer alamayacaksınız. Sizin göreviniz tarla sürüp tarımla uğraşmak ve orduya katılıp en ön safta cepheye gitmek.

Siz orduda iken gayri müslimler ticaretini yaparak zenginliklerine zenginlik katmaya devam ederler.

Savaşta öldüğünüzde şehit olursunuz, mezarınız belli değil hayatta kalırsanız hayatınızı kaldığınız yerden devam edersiniz.

Devletin memurları kapınıza dayanır tarlanızdan, hayvanlarınızdan vergi diye tepenize çöker. Her şey sarayda şatafat içinde yaşayan sultan ve çevresindekiler için seferber edilir. Öncelik onlaradır, her kaynağın sahibi onlardır.

Anne ülkeyi yöneten oğlunu yönlendirerek Enderun mekteplerini kurulmasında- yaşatılmasında ve atamalarda etkin olmuştur. Atanan Enderun çocukları kendi alt kadrolarını kurarak devlette çok etkin olmuşlardır.

Bunlar sultana siyahı beyaz, beyazı siyah göstermişlerdir.

Siyah gösterilenlerde Türkmenlerdir. Onlar vergi kaynağı, ucuz işçilik ve ön cepheye sürülecek potansiyel askerdi.

Tarihi biraz objektiflik içinde okumak ve değerlendirmek gerekir.

Selam ve dua ile.