• olmadığı hiçbir şekilde kanıtlanamayacak olan ve yüksek olan ihtimaldir. gözle görebildiğimiz tüm renklerin haricindeki renklere kör olabiliriz. renk körü olanlar da asla bizim gördüğümüz renkleri hayal edemez. kırmızıyı hiç göremeyen birisine kırmızıyı tarif edemezsin. bizim de o şekilde olabilir.
  • hangi rengin içindeysen, o rengi göremezsin. içinde yok olur, kendini gölge zannedersin.

    bu da böyle felsefi bir yorum olsun anlayanlar için.
  • (bkz: morötesi)
    (bkz: kızılötesi)
  • olduğu bir ihtimal değil somut bir gerçekliktir. insan gözü 430 thz frenkansına kadar kırmızı, 750 thz'a kadar ise mor'u algılar ve bu alana görülebilir (visible) ışık denir.

    gözün algılamadığı alanda 300-400 thz aralığı ışığa kızılötesi, daha aşağısında mikrodalga ve radyo, 750-780 civarlarından başlayarak mor ötesi, x-ışını, gama ışını diye giden radyasyon bulunur, ki gözümüz bunları görebiliyor olsaydı, muhtemelen kendilerine has renkleri de olurdu.

    william herschel amcanın bunları nasıl bulduğunu neil degrasse tyson cosmos'da pek şık anlatır.
  • ihtimal değil scientific fact.
  • vardır. asla göremeyeceğimiz ve asla varamayacağımız yerlerin olduğu ihtimal değil hakikat, nobeli bile verildi.

    bazen simülasyonda mıyız diye düşünmüyor değilim. her hangi bir şey kütleliyse ışık hızından daha yavaş, kütlesizse yalnızca ışık hızında bilgi iletebiliyorken dolanık elektronlar nasıl mesafe ve zaman tanımaksızın anında bilgi iletebiliyorlar? bizim asla aşamayacağımız evren'i bile boydan boya anında aşabiliyorlar. bu karışık durum beynimdeki limitlendirilmiş simülasyon ihtimalini kuvvetlendiriyor.
  • göremediğimiz renkler, duyamadığımız sesler zaten var. bu ihtimal falan değil, fiziksel bir gerçek.

    bu arada konudan biraz sapacağım ama

    battlestar galactica'nın son bölümlerine doğru, hatta belki de son bölümünde bir sahne vardı. bundan sonrası spoiler'a gireceği için seyretmeyen ve seyir keyfini bozmak istemeyenler okumasın.

    --- spoiler ---

    robot olduğu ortaya çıkan ikinci kaptan insanları küçük görerek, "tadını çıkarabileceğim milyonlarca renk varken neden sizin gibi üç - beş renkle yetineyim ki?" tarzında bir şey söylüyordu.

    ikinci kaptanın ilk başta haklıymış gibi görünen sorusuna verilecek tek cevap vardı aslında ama kime söylemedi: "iyi de sana bu milyonlarca rengin keyif alınacak bir şey olduğunu kim öğretti?"

    --- spoiler ---
  • renkleri ustaca kullanma becerisi olan bir ressam bile olsanız bazı renkleri göremezsiniz.

    (bkz: imkansız renkler)
  • elektromanyetik dalga teorisi dersinde bunun bir ihtimal değil gerçek olduğu öğretilir. konu ile ilgili evrim ağacı linki.
  • dışarı çıkabilirsek.
hesabın var mı? giriş yap