Selahattin Demirtaş'a 42 yıl hapis cezası: İşte Kobani Davasında verilen tüm cezalar - Medyafaresi
Abone Ol

Selahattin Demirtaş'a 42 yıl hapis cezası: İşte Kobani Davasında verilen tüm cezalar

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı Kobani Davası’nın 83'üncü duruşmasında, kararını açıkladı. Mahkeme, Demirtaş'a 42 yıl, Yüksekdağ'a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti. Mahkeme başkanının, 130 sayfalık karar metninin özetini okumaya başlamasıyla, izleyiciler ile sanık avukatları alkışlar ve sloganlar eşliğinde salonu terk etti. Karar, sanık ve avukatların yokluğunda okundu.

Selahattin Demirtaş'a 42 yıl hapis cezası: İşte Kobani Davasında verilen tüm cezalar

Selahattin Demirtaş'a "Devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya yardım" iddiasıyla 20 yıl, "suç işlemeye tahrik" iddiasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Newroz etkinliğinde yaptığı konuşma gerekçesiyle 2 yıl 6 ay ceza verildi. Farklı tarihlerdeki açıklamaları gerekçe gösterilerek "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 1 yıl 6 ay, 2 yıl 30 ay, 3 yıl, 1 yıl 6 ay, 1 yıl, 1 yıl 6 ay, 2 yıl ceza verildi. 

Demirtaş'a verilen toplam ceza 42 yıl oldu. Tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sincan Cezaevi İnfaz Kurumları Kampüsü'nde geniş güvenlik önlemleri eşliğinde görülen duruşma öncesi Dem Parti yöneticileri,"Bugün açıklanacak karar ya Türkiye’yi tam bir karanlık, tam bir İstiklal Mahkemeleri ortamına geri çekecek ya da Türkiye’de demokrasinin önünün açılması için bir başlangıç olarak addedeceğiz. Türkiye için bu dava bir yol ayrımıdır" ifadelerini kullandı.

Son savunma için söz alan Avukat Özgür Erol, bugün duruşmaya yeni evraklar girdiğini belirterek, “Biz bu evrakları henüz incelemedik. Öncelikle bugün karar kurmayınız. Bugün yalnızca tutukluluk incelemesi yapın” talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı, "Duruşmanın başka bir güne ertelenmesi talebinin reddine, tahliye talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir" dedi.

İşte dakika dakika gelişmeler...

15.30 I KARAR OKUNUYOR...

Selahattin Demirtaş hakkında "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmaya yardım" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, ceza 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Demirtaş'a suç işlemeye tahrik suçundan da 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmedildi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'a, Diyarbakır'daki Nevruz konuşması nedeniyle 2 yıl 6 ay, 29 şubat 2016'daki konuşmasında "halkı kanunlara uymamaya teşvik" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Demirtaş hakkında ayrıca örgüt propagandası suçundan 4 yıl 6 ay, yasadışı gösteriyi tahrik suçundan 3 yıl, 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan 2 yıl 6 ay, suçu ve suçluyu övme suçundan 1 yıl 6 ay, 'darbeye hayır' mitingindeki konuşması nedeniyle örgüt propagandası suçundan 2 yıl hapis cezası verildi. Toplam 42 yıl hapis cezası alan Demirtaş'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. 

Figen Yüksekdağ'ın, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 19 yıl hapsine, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapsine ve terör örgütü propagandası yapmak suçundan da 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan 2 yıl hapsine, ayrıca iki ayrı konuşması nedeniyle de örgüt propagandası suçundan 1 yıl 6'şar ay olmak üzere toplam 3 yıl hapis cezası almasına karar verildi. Seçim yasaklarına aykırı hareket etmek suçundan da 3 ay hapis cezası verilen Yüksekdağ'ın toplam cezası 30 yıl 3 ay olurken, tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

Alp Altınörs, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 18 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan ise 4 yıl 6 ay hapse mahkum edildi.

Ali Ürküt'e devletin birliğini bozma suçuna yardım suçundan 13 yıl 4 ay, suç işlemeye tahrik suçundan da 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Ahmet Türk'e devletin bütünlüğünü bozma suçundan beraat, örgüt üyeliğinden ise 10 yıl hapis cezası verildi.

Altan Tan'ın, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma ile terör örgütü kurma suçundan beraatine karar verildi. Tan, hakkındaki diğer suçlamalardan da beraat etti.

Ayhan Bilgen hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma ile terör örgütü üyeliğinden ayrı ayrı beraatına karar verildi.

Ayla Akat hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat, terör örgütü üyeliğinden ise 9 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Akat'ın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliyesine karar verildi.

Aynur Aşan hakkında örgüt üyeliğinden 9 yıl 9 ay hapis cezasına karar verildi. Yurt dışına kaçarken yakalanmış olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Aysel Tuğluk hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına karar verildi.

Ayşe Yağcı hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat, örgüt üyeliğinden 9 yıl hapis cezasına karar verildi. Yağcı'nın, tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliyesine hükmedildi.

Berfin Özgü Köse'nin tüm suçlardan beraatına karar verildi.

Bircan Yorulmaz'ın devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına karar verildi.

Bülent Parmaksız hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 16 yıl hapis, suç işlemeye tahrik suçundan ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmedildi. Parmaksız'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Can Memiş hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına karar verildi.

Cihan Erdal hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan 16 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan ise 4 yıl 6 ay hapis cezası kararı verildi.

Dilek Yağlı hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan 16 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapsine ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Emine Ayna hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat, örgüt üyeliğinden 10 yıl hapis cezası kararı verildi.

Emine Beyza Üstün hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına karar verildi.

Gülser Yıldırım'ın, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına karar verildi.

Gültan Kışanak'a, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat, örgüt üyeliği suçundan ise 12 yıl hapis cezası verildi. Kışanak'ın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak, tahliyesine hükmedildi.

Günay Kubilay hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 16 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapis ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

İbrahim Binici'nin, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma ve örgüt üyeliği suçundan beraatına karar verildi.

İsmail Şengül hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 16 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Meryem Adıbelli, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat ederken, örgüt üyeliği suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Adıbelli'nin tahliyesine karar verildi.

Mesut Bağcık'ın devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraatına, örgüt üyeliğinden ise 9 yıl hapsine karar verildi.

Nazmi Gür hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya yardım suçundan 18 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Menzir Çakır'a örgüt üyeliği suçundan 9 yıl hapis cezası verildi.

Pervin Oduncu hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya yardım suçundan 18 yıl hapsine, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapsine ve tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sabahat Tuncel'e devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat, örgüt suçundan ise 12 yıl hapis cezasına karar verildi. Tuncel'in tutukluluk süresi göz önüne alınarak tahliyesine hükmedildi. 

Sırrı Süreyya Önder'in devletin birliği ve bütünlüğünü bozma ile örgüt üyeliğinden beraatına karar verildi.

Sibel Akdeniz'in beraatına karar verildi.

Zeki Çelik hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya yardım suçundan 18 yıl hapis cezasına karar verildi.

Zeynep Karaman hakkında devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna yardımdan 18 yıl, suç işlemeye tahrik suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezasına karar verildi.

Zeynep Ölbeci hakkında örgüt üyeliği suçlamasına ilişkin yargılamanın tefrik edilerek Mersin'deki dosyası ile birleştirilmesine, propaganda suçundan 3 yıl 9 ay, devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçundan beraat örgüt üyeliğinden ise 9 yıl hapsine, hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Hakkında hüküm kurulan 36 sanık hakkında Adana, Adıyaman, antalya, Aydın, Batman, Bingöl, Denizli, Diyarbakır, Bitlis, Erzincan, Gaziantep, Hakkari, Hatay, İstanbul, Iğdır, İzmir, Kars, Manisa, Mersin, Muş, Şırnak, Şanlıurfa, Tunceli, Van illerinde öldürülen kişilere karşı işlenen suçlara yönelik olarak da beraat kararı verildi

15.25 I Karar, sanık ve avukatların yokluğunda okunuyor

15.22 I Mahkeme başkanı, kararın okunmasına ara verdi.

15.19 I Avukatlar protestolar eşliğinde salonu terk ediyor.

15.18 I Başkanın Ahmet Türk hakkındaki hükmü açıkladığı sırada salonda avukatlar ve izleyicilerin alkış ve sloganlar eşliğinde protestosu başladı.

15.15 I Mahkeme başkanı, "Dosya incelendi, araştırmaya gerek duyulacak herhangi bir husus kalmadı. Özetle kimlere, hangi suçlardan ne tür hükümler verildiğini anlatacağım. Bu vicdani kanaate varırken, dosyadaki delliler incelendi ve böyle bir vicdani kanaate varıldı" diyerek, 130 sayfalık kararı okumaya başladı.

15.10 | Eski HDP MYK üyeleri beraatlerini talep etti

Eski HDP MYK üyelerinden İsmail Şengül, Beyza Üstün ve Can Memiş de son sözlerinde beraatlerini talep etti. Son sözünü söylemeyeceğini belirten Günay Kubilay, “Üç satırlık tweet için 300 sayfalık savunma yapmak zorunda kaldık” dedi. İsmail Şengül ise HDP MYK’nın Kobani çağrısının şiddet içermediğini belirterek, "AİHM kararlarına göre bu paylaşımın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Tutuksuz sanık Beyza Üstün de “Sizin bugün vereceğiniz karar, Türkiye siyaseti için olduğu kadar, ülkenin demokrasisi için de verilecek bir karardır. Hukukun evrensel ilkelerine bağlı kalacağınızı umarak, tüm halklar için vereceğiniz bu kararı bekliyoruz. Yaşam için, düşünce özgürlüğü için, barış için, hukuk sisteminin devam edebilmesi için, beraatimizi talep ediyorum” diye konuştu.

14.45 | Kobani Davası'nda öğlen arası sona erdi. Duruşma kaldığı yerden devam ediyor.

13.00 I Mahkeme heyeti, duruşmaya saat 14.30'a kadar ara verdi

12.40 I Altan Tan, duruşmaya SEGBİS ile katıldı

Duruşmaya Diyarbakır’dan SEGBİS’le bağlanan eski HDP’li Altan Tan, “Çok açık ve net bir şekilde ifade edeyim ki, yıllardır PKK’nın yürütmekte olduğu siyaset şekline, eylemlerine karşı olduğum gibi, devletin ve hükümetin Kürt sorununun çözümü ile ilgili yaklaşımlarını yanlış bulmaktayım. Ne PKK’nın siyasetini ne de devletin bugün uygulamakta olduğu yöntemi doğru bulmaktayım” dedi. Tan, "6 Ekim 2014’te HDP’nin MYK üyesiydim ve toplantıya katıldım. IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarının demokratik yollarla protesto edilmesi ortak görüşümüzdü. Bu ortak görüşte hiçbir şekilde şiddet ve terör yoktu, bu konuda da hiçbir görüş, hiçbir çağrı olmadı” diye konuştu.

Selahattin Demirtaş ve diğer siyasetçilerin aleyhlerinde ifadede bulunacak hiçbir şahitliği olmadığını belirten Tan, “Arkadaşlarımızı zan altında bırakacak, aleyhlerinde delil oluşturacak hiçbir şahitliğim, ifadem, duyumum yoktur” diyerek beraatını istedi.

12.25 I Salonda bulunan sanıklara söz verildi. Tutuklu sanık Alp Atınörs’ün “Bugün bir hüküm açıklayacak mısınız?” sorusu üzerine mahkeme başkanı, “Son sözleri aldıktan sonra hüküm açıklayacağız” dedi.

12.15 I Mahkeme Başkanı, "Duruşmanın başka bir güne ertelenmesi talebinin reddine, tahliye talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir" dedi.

Avukat Özgür Erol, Sinan Ateş ve Ayhan Bora Kaplan davasını hatırlattı; "Yeni evraklar var, bugün karar kurmayın" talebinde bulundu

12.00 I Son savunma için söz alan Avukat Özgür Erol, bugün duruşmaya yeni evraklar girdiğini belirterek, “Biz bu evrakları henüz incelemedik. Öncelikle bugün karar kurmayınız. Bugün yalnızca tutukluluk incelemesi yapın” dedi. Sinan Ateş davası ile Ayhan Bora Kaplan davasındaki darbe söylemlerini hatırlatarak, Yargı bürokrasisi ve güvenlik bürokrasisi içindeki gelişmelerin kaygı verici olduğunu belirten Erol, “Yargıtay, Can Atalay kararını tanımadı. Yargıtay Başkanlık seçimleri 36 tur sürdü. Ayhan Bora Kaplan davası üzerinden hükümete darbe söylemleri gelişiyor.

Cumhurbaşkanı, birkaç gün önce dar bir zümrenin bürokratik vesayetine izin vermeyiz dedi. Daha dün kuklayı da kuklacıları da iyi tanıyoruz dedi. Kukla kim, kuklacı kim? Ali Yerlikaya, FETÖ vari gizli tanık taktikleri söyledi. Biz bu FETÖvari gizli tanıkları bu davada gördük. Bu dava, bu davaya bağlı olarak HDP’ye yönelik bir kampanya süreci, bir siyasi linç kampanyası sistematik şekilde örüldü. 2018’da Ankara TEM Şube’de bir gizli belgesi var, dosya içerisinde. TEM Şube, HDP yöneticileri ve milletvekillerinin isimlerini sayarken, 6 ay ile 5 yıl arası bir ceza aralığıyla sınırlı diyor.

Eğer bu milletvekilleri hakkında cinayet, yağma suçlarından halen bir soruşturma yapılmamıştır. Tutukluluk ve yüksek ceza sınırını garanti altına almak için şu şu isnatlarını yargıya öneriyor. Bunu bir bilgi notuyla öneriyor. Bu suçlamalar, iddianameye birebir geçti. Cinayet, teşübbüs, mala zarar, yağma… Bu birinci aşamaydı. Bunu kimse tesadüf olarak değerlendiremez. Sistematik bir hukuk dışı sürece muhatap aldı. İkincisi, bu suçlamalar olursa Anayasa 14’e girerse milletvekilleri hakkında yakalama kararı verilebilir diyor. Hukuk mercilerine bunun yolunu anlatıyor. Üçüncü aşama, asıl olarak bu eğer 6-8 Ekim olayları kapsamında açılırsa HDP MYK’sı şiddetin odağına yerleştirilirse Anayasal mevzuatımıza göre kapatma davası açılacağı hukuken değerlendirilmektedir deniliyor ve kapatılıyor" ifadelerini kullandı.

11.45 I Kadın tutuklular, duruşmaya katılmadı. Duruşmada, kadın tutukluların mesajı okundu. Mesajda, "Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesinin yolu tecride son vermekten geçer. Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için, görülecek olan duruşmaya katılmayacağız." denildi.

11.30 I DEM Parti ve bileşenleri SYKP, ESP,  SODEP, Devrimci Parti, Yeşil Sol Parti, Demokratik Bölgeler Partisi, Halkaların Demokratik Kongresi, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve CHP Heyeti, KESK heyeti, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ve heyeti, Sol Parti heyeti, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve heyeti, İHD heyeti, Ezilenlerin Halkların Partisi Genel Başkanı Hakan Öztürk ve heyeti, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Halk Evleri heyeti, ÇHD, Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyeleri, Devrimci Demokratik Gençlik Federasyonu, Kaldıraç temsilcisi, Diyarbakır, Şanlıurfa, Van, Mardin, Hakkari, Bitlis baro başkanları ve çok sayıda kurum temsilcisinin, duruşmaya katıldığı açıklandı. 

11.25 I Mahkeme Başkanı, avukatlara, esasa ilişkin beyanlar için söz vermeyeceğini bildirdi.

11.20 I Demirtaş ve Yüksekdağ’ın katılmadığı duruşmaya, tutuklu siyasetçilerden yalnızca Alp Altınörs ve İsmail Şengül katıldı. Davada 18'i tutuklu, 18'i tutuksuz ve hakkında yakalama kararı bulunan 72 kişi olmak üzere 108 kişi yargılanıyor.

11.00 I Katılımın yoğun olduğu duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) eş genel başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi ve Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve çok sayıda CHP milletvekilinin de arasında bulunduğu CHP heyeti, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eş genel başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Milletvekili Sevda Karaca, SOL Parti adına İlknur Başer, DEM Parti milletvekilleri, çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin yanı sıra çeşitli ülkelerin büyükelçilik temsilcileri takip etti. 200 avukatın yanı sıra 10’u aşkın baro başkanı da duruşmaya katıldı. Çok sayıda avukat da SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

10.36 | Duruşmayı takip eden gazeteci İrfan Aktan, sosyal medya hesabından "Az önce salonda görevli polis ve jandarma toplu fotoğraf çektirmek üzere ayağa kalktı" diye yazdı.

DEM Parti'den açıklama

10.20 | DEM Parti, Sincan Cezaevi önünde açıklama yaptı. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, "Bugün, Türkiye'nin en büyük siyasi kumpas davasının sonuna doğru geldik. Bu, bir hukuk davası değildir. Dosyanın içeriğine de bakıldığı zaman, hukukla bir alakasının olmadığını göreceksiniz. Gizli tanıklarla, zorlama yorumlarla hazırlanan, siyasi erkin yönlendirdiği, karar verdiği bir kumpas davasıdır. Bugün normalleşmeden, yumuşamadan bahsedenler için bence Kobani kumpas davası, bir milat olacaktır. Gerçekten 31 Mart'tan bir ders alınıp alınmadığını bugün hep birlikte göreceğiz.

Bu siyasi kumpas davasında verilecek kararın, aslında önümüzdeki dönem Türkiye'nin hangi hatta, hangi yolda gideceğinin de göstergesi olacağına hep birlikte şahitlik edeceğiz. Umarım ve diliyorum ki, mahkeme heyeti siyasi erkten etkilenmez, dosyanın içeriğine, dosyadaki boş delillerle yıllardır tutuklu olan arkadaşlarımızı bugün serbest bırakırlar, aynı zamanda boş olan bu davada yargılanan bütün arkadaşlarımız beraat ederler." diye konuştu.

"Kobani bir kumpas davasıdır"

DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları Oruç da, "Bugün, Türkiye tarihi açısından oldukça önemli bir davanın karara bağlanacağını beklemekteyiz. Bizler, bu tarihi davayı hep beraber izleyecek ve Türkiye'nin geleceğine dair bu davanın sonucunda bir fikir oluşturacağız. Evet, bu dava tarihi bir davadır. Kobani, tam bir kumpas davasıdır. Saray'ın eliyle yazılmış olan bir senaryodur. Ve bizler, çağrılarımızı çok kez yaptık, buradan bir kez daha yapıyoruz; demokrasiyi yerin 7 kat derinliklerine gömmemek için, Türkiye tarihinde yargının bir hatadan dönmesi işçin halen bir fırsat var.

Bugün burada açıklanacak olan karar, ya Türkiye'yi tam bir karanlık, tam bir engizisyon ortamına, tam bir İstiklal Mahkemeleri ortamına geri çekecek ya da Türkiye'de demokrasinin önünün açılması için bir başlangıç olacak. Bugün çıkacak kararı böyle addedeceğiz. Türkiye için bu dava bir yol ayrımıdır, demokratikleşme için bir yol ayrımıdır. Bu davada verilecek karar, hukuka uygun bir karar olur, demokratik zeminde bir karar olur, siyaset yapma hakkını engellememek, siyaseten yenemediğini yargı sopasıyla yenmeye çalışan anlayışa karşı bir karar olur ya da gerçekten bu ülkeyi karanlık dehlizlere sürükleyecektir. Bugün AİHM'in verdiği kararı uygulamayan bir yargı var.

Bu karar uygulanmış olsaydı, Kobani kumpas davasından yargılanan bütün arkadaşlarımız serbest kalacaktı. Esasen IŞİD'i destekleyen bu Kobani kumpas davasında verilecek karar, aynı zamanda şu kararı verecektir; Türkiye ve Ortadoğu'da ya IŞİD ve benzeri örgütlerin önü açılacak ya da demokrasinin önü açılacak. Ve buradan muradımız ve ümidimiz; Türkiye'nin bütün demokrasi güçlerinin ve vicdan sahibi insanların ortak beklentisi şudur; kanun işlesin, yasalar işlesin ve Kobani kumpas davasıyla ilgili arkadaşlarımız beraat alsın. Bugün bütün Türkiye bunu izlemektedir.

Ben Almanya'dan yeni geldim ve Almanya'da birçok parti ve hükümet yetkilisiyle görüşmelerimiz oldu. Orada da bu dava takip edilmektedir. Yani sadece Türkiye değil, bütün dünya buradan çıkacak kararı beklemektedir. Kobani, bir kumpas davasıdır. Ve bugün yargı, gerçek anlamda adaletin tecelli edeceği şekilde karar vermeli, arkadaşlarımız serbest kalmalıdır. Bu, Türkiye, Avrupa ve dünya kamuoyunun vicdanını rahatlatır. Aksi halde bu dava, yol ayrımı anlamına gelir ve demokrasi tamamen gömülmüş olur." ifadelerini kullandı.